Cuma, Ekim 06, 2006

Buğdaysız bir hayat!!!

İlkokul 5, ya da ortaokul birinci sınıftaydım. Bir hikâye yazdım. İlk okurlarım annem ile babamdı…

Yüzünde hoşnut ve gurur dolu bir ifade ile yazdıklarımı okuyan babam, “Aferin!” dedi. “Çok güzel olmuş…” Bir de ömür boyu ihtiyaç duydukça sırtımı dayayabileceğim bir “manevi” yastık cümlesi daha çıktı ağzından : “Kalemin kuvvetli!”

Psikologların, psikiyatrların “kendini gerçekleştiren kehanet” dedikleri tanımlama o noktada devreye girdi. Hep yazmak istedim. Yazdıkça mutlu oldum. Kendimi yazarken hep daha mutlu buldum. O günü ve çok sevilen bir babanın ağzından çıkan 2 kelimeciği sanırım sonradan serpilip büyüyecek uzun ömürlü olduğunu umduğum bir çiçeğin tohumları saydım… O tohumlara iyi baktım… Ama doğru ama yanlış, babamın sözlerini ciddiye aldım.

O günün dakikaları içinde içimde kendini gösteren başka tohumlar daha varmış meğer sonradan fark ettim.

Anıların minik süs eşyaları, çiziktirilmiş kâğıt parçaları, konser biletleri formunda tıkıştırıldığı eski kolilere el attık bir Pazar eşimle. Maksat vazgeçilmeye müsait anı kalıntılarını atarak 2 koliyi bire indirmek. Onlarca detay arasından elime 25 yıl evvel yazdığım hikâyenin hafif sararmış kâğıtları geçti…
“Bak!” dedim eşime. “Bu hikâyeyi ben yazdım! Tahmin et bakalım konusu ne?”

10 yaşlarında bir çocuğun gri düşünce büklümlerinden, nam-ı diğer beyninden dökülen konu buğdaylar hakkında… Hasat edilmeyi bekleyen, sonlarının ne olacağına dair fikirsiz, rüzgardan sanılsa da korkudan tir tir titreyen buğdaylar hakkında…

Elimdeki küçük kağıt tomarının en son sayfasının en son cümlelerinde ekmekle karşılaşıyorum. Tarladan sofraya uzun ve korku dolu aşamalarla dolu bir yolculuktan sonra buğdaylar bize göre mutlu sona kavuşmuşlar, ekmek olmuşlar… Daha iyisi can sağlığı….

“Ne tuhaf!” diyorum. “Yazmak ve buğdaylar ve ekmekler hakkında yazmak üstelik!”

Her ne kadar zaman zaman yazısız çizisiz işlere girip çıksam da sanırım o gün bugündür buğdaysız bir hayat düşünmemişim, düşünememişim.

Az gitmişim uz gitmişim, sonunda kendimi buğday menşeili, ekmek kokulu bir internet sayfasını hazırlarken, insanlara “bakın işte bu ekmek şöyle güzel, böyle güzel, şöyle yapılır, böyle yapılmaz” derken bulmuşum.

Buğdaysız bir hayat düşünememe konusunda sanırım yalnız değilim… Yediğimiz içtiğimiz birçok gıda ürününün içinde buğdaydan elde edilme ürünler bulunmakta…
İşte bu yüzden Çölyak denen bir rahatsızlıktan muzdarip insanlar için sadece beslenmek bile bir sorun.

Bu rahatsızlıktan uzun uzun bahsetmeyeceğim. Kısaca buğdayın içinde bulunan gluten denen protein grubuna karşı bir alerji olduğunu söyleyeyim. Bu konu ile ilgili bir yazı için buraya tıklamakta fayda var…

Ben glutenin ne işe yaradığını açıklayayım size:
Gluteni oluşturan 2 alt protein bulunmakta: glutenin ve gliadin. Grubun en önemli görevi ise fermantasyon esnasında mayanın ürettiği karbondioksidi tutmak (hapsetmek) ve hamura elastikiyet ve esneklik vermek. Kısaca hamurun kabarmasında başrol oyuncusu olarak kabul ettiğimiz mayanın sağ kolu diyebiliriz gluten için.

Hal böyle olunca ekmek sayfamdaki en havalı, en kabarık ekmeklerin birer gluten bombası olduğunu tahmin etmek pek zor olmayacak.

Gluten benim sevdiğim ve bizim ülkemizde neden başka ülkelerdeki gibi bağımsız bir şekilde satılmıyor diye uğruna dert yandığım bir protein grubu türü...

Hatta takip edenler bilir, irmik glutenden yana zengin diye arada kimi tariflerimde 1 kaşık da irmik kullanırım.

Ancak geçen gün gelen bir rica maili gluten ile aramı bozdu.
Eşi’ne gluten duyarlılığı / alerjisi teşhisi konulan bir bayan benden glutensiz bir tarif istemiş.
Ona derhal cevap yazdım, “Siz merak etmeyin. Çölyak rahatsızlığına sahip kişiler için çok tarif önerisi gördüm, sizin için bir ekmek çıkaracağım!” diyen.

Sonra bir baktım ki, benim göz ucuyla gördüğüm tüm o tarifler glutensiz un için verilmiş tariflermiş. Bizde öyle harcı alem, ekonomik fiyat bir glutensiz un bulmak zor. Marketlerin un reyonlarında belki gözünüze çarpmıştır, normal una nazaran 5-10 kat (yalan olmasın) daha pahallılar. Bu durumda benden tarif isteyen bayana bir iki gün içinde sayfamda böyle bir ekmek tarifi vereceğim sözü vermem nedeniyle alelacele bir tarif uydurmak zorunda kaldığımı itiraf ediyorum.

Ortaya çıkan sonuç tat olarak esasen çok hoş… Ağızda kum kum dağılan hoş bir mısır ekmeği sanki bu yaptığım. Ancak sofralık ekmek olduğu söylenemez. Şeker azaltılırsa yemek yanına daha iyi gidebileceğini düşünüyorum.
Şekeri azaltmakta hiçbir sakınca yok zira hamur işlerinde mayayı besleyerek kabarmaya yardımcı olan şekere bu ekmekten zaten kapasite ötesi bir kabarma beklemediğimiz için sırtımızı dayamıyoruz.

Hemen tarife geçelim: (buradaki fincan ölçüsü bildiğiniz Türk kahvesi fincan ölçüsüdür)

Makinede yapım için sırayla malzemeleri koyun:

Bir k. fincanından biraz fazla süt
1 yumurta
2 kaşık şeker
2 kaşık zeytinyağı
3 fincan mısır unu
1 fincan prinç unu
Yarım fincan mısır nişastası
1 çay kaşığı instant maya

Temel ekmek ayarında. Ancak hacimce küçük bir ekmek olduğu için sürenin bitmesini tam beklemedim. Ekmeğin piştiğini kokusundan ve renginden anlayacaksınız. Uzun süre tutarsanız kabuk yanık gibi olabilir.

Ama eğer elde yapacaksanız bu ekmeği, şeker ve yumurtayı iyice çırpıp ardından ekleyin diğer malzemeleri..
Kaşık ile iyice karıştırıp kabarması için bir süre bekletin. Ardından fırına verin.


Not: Lütfen Çölyak hastalığı / gluten alerjisi için tarifleriniz varsa bildirin.
Posted by Picasa

26 yorum:

nihal dedi ki...

istanbul halk ekmek fabrikasının glutensiz un çeşitlerinin olduğunu biliyorum. fiyatlarını bilmiyorum ama kuvvetle ihtimal market raflarında olan benzerlerinden daha ucuzdur. bilginize.

Hülya YILMAZ dedi ki...

babanın fikrine katılıyorum. bence de "kalemin kuvvetli".
çok faydali bir iş de yapmışsın bu arada. eline, kalemine sağlık

endiseliperi dedi ki...

evet binnur, ben de yazılarını severek okuyorum.

sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

Sevgili Binnur,

http://gastronot.blogspot.com'dan ve sahibesi dunyalar tatlisi Bahar'dan ala benim bildigim bir baska gluten uzmani yok blog aleminde.Ancak ceken bilir...

Umarim bu guzel bir dostlugun baslangici olur.

Sevgilerimle.

Hulya.

fatos dedi ki...

merhaba binnur, öncelikle ellerine sağlık.. Ben de yeni yeni ekmek yapmaya başladım ama şu çoğu tarifte kullanılan süt tozunu markette bulamadım...Sorunca direkt coffee mate'i gösteriyorlar.. (Baharatçıda varmış gerçi)Ben coffee mate'i süt tozu yerine kullanabilirmiyim? içinde katkı maddeleri var ama... kafam karıştı..

Binnur A. Ö. dedi ki...

sevgili fatoş
şu yazımda süt tozundan bahsediyorum:
http://ekmekkokusu.blogspot.com/2006/03/ekmee-st-tozu-art-m.html
ama özetle ben migroslarda , real de kolaylıkla buluyorum süt tozunu.
markası Pınar.

Evren Yasa dedi ki...

gercekten colyak hastaligi zor bir durum olsa gerek nerdeyse hazir satilan herseyin icinde beyaz un var, cok zor durum. allah kolaylik versin diyorum, sifa versin diyorum.

Binnur A. Ö. dedi ki...

Tüm arkadaslar,
kusura bakmayın biraz gecikmeli cevap veriyorum.
Hepinize teşekkür ederim :)

bu arada bu tarif bir okur icin. Buğdaylı hayat şart degil elbet. Ancak benim gibi ekmek severleri allah korusun çölyaklılar da yardım etsin , şifa versin derim...

Adsız dedi ki...

selamlar..su anda makinemde bugdaysiz bir hayat baslikli ekmeginiz pisiyor..ama cok sivi gorunuyor,umarim ben bi yerde hata yapmadim diye dusunmeden edemedim:)

Binnur A. Ö. dedi ki...

Gilan merhaba
benimki de cok sıvı haldeydi karma aşamasında
bugdaysiz olunca boyle oluyor sanırım.
ancak icin rahat etmediyse bir kaç kaşık veya daha fazla mısır unu ekleyebilirsin.
Esasen sana bağlı bu oran.
göz kararın nerde dur derse..
sevgiler

Adsız dedi ki...

simdi cikardim makinemden ekmeği..pasta tadinda oldu..cayin yaninda kek kivaminda..:)olculeri degistirmedim artik,bozarim diye.

Binnur A. Ö. dedi ki...

cok sevindim
afiyet olsun

Burcu dedi ki...

Binnur merhaba,
Esinde gluten alerjisi olan okurun belki bu siteyi faydali bulabilir:

http://gluten-freerecipes.blogspot.com/

Gerci ingilizce ama sitedeki tum tarifler glutensiz.

Hoscakal

Hulya dedi ki...

cok guzel sayfan,okua okuya kayboldum sayfalarda...

LaMa dedi ki...

Yakin bir Amerikali arkadasima gluten alerjisi teshisi konmustu. Turk mutfagi malum borekler, tatlilar cok zor olmustu bulusmalarimizda onun icin de bizim icin de:(
Amerika'da "gluten free" diyet yaygin oldugu icin, makarnadan tutun hazir waffle,ekmek bir coksey bulabiliyordu. tabiki tadi ayni degil ve organik oldugu icin fiyatlar pahali!
Beni sasirtan bir konu sebze ve meyvelerde de sorun oluyordu "bocek ilaci" turu seylerden dolayi .Turkiye'de dogal urun bulmak Amerika'dan daha kolay olsa gerek(umulur ki).
Zor bir durum gercekten :(

Adsız dedi ki...

http://www.lezzet.com.tr/apps/recipes.app/recipes.php?requesttype=recipe_display&recipename=Glutensiz%20pasta
http://www.lezzet.com.tr/apps/recipes.app/recipes.php?requesttype=recipe_display&recipename=Glutensiz%20bisk%FCvi
http://www.lezzet.com.tr/apps/recipes.app/recipes.php?requesttype=recipe_display&recipename=Glutensiz%20zeytinli%20ekmek
http://www.lezzet.com.tr/apps/recipes.app/recipes.php?requesttype=recipe_display&recipename=Glutensiz%20kivili%20tatl%FD

Lezzet dergisinin sitesinde gözüme çarpan "çölyak hastalığına dikkat" başlıklı yazı altında 4tane tarif verilmiş,işinize yarar umarım,sevgiler.

Adsız dedi ki...

Linkler uzun olduğu için tamamen çıkmamış şimdi bakınca farkettim. www.lezzet.com.tr soldaki menülerden "sağlık ve güzellik" başlığı altında çölyak hastalığıyla ilgili yazıda bulabilirsiniz.

Binnur A. Ö. dedi ki...

Sevgili Zeynep
bu linkleri ilgil kisiler goruyordur. Onlar adına tesekkur ederim ..Sanırım bu rahatsızlıgın bende oldugunu düsünüyorsun. Ben şükür ki sadece bu tür adresleri bu alerjiye sahip arkadaslar icin talep eden biriyim.
İlgine cok tesekkur ederim.
Sevgiler.

Adsız dedi ki...

yazınızı okudum,eşinin rahatsızlığı için sizden tarif isteyen bayana ulaşamayacağım için linkleri buraya yazdım belki siz ulaştırırsınız veya kendileri görürler diye! Sağlıklı günler,sevgiler.

Unknown dedi ki...

ekmek makınası olarak sınboyu mu kullanıyorsunuz ? bende almayı duusunuyorum .. bu ekmek tarfınii ekmek makınası olmadan yapılamıyor mu peki??

saygılar

Binnur A. Ö. dedi ki...

Sevgili Sıla sanırım son paragrafı gozden kacırmıssın.
elde de yapabilirsin evet.
makinem ise sinbo.

ezell dedi ki...

slm ben ezel 22 yşnda yım çölyaklı olduğumu yeni öğrendim ama bu konuda daha hiç bişey bilmiyorum bide benim le aynı rahatsızlı paylaşan arkadaşlarla tanışmak istiyorum [ezell_ali@hotmail.com]

ayse dedi ki...

Bende yüksek derecede buğday intoleransı ve orta derecede maya intoleransı çıktı. Bu reçetede maya yerine soda ya karbonat kullanabilir miyim? Kullanabilirsem ölçüsü hakkında bir fikriniz var mı? Teşekkürler

fatih dedi ki...

arkadaşlar çok basit bir tarifim var guluten siz ekmek için...1 kg mısır unu 800 gr su 15gr tuz 30gr yaş veya kuru maya mazemelerin hepsini karıştırın ve kalıp veya yaglı tepsiye dökün..önceden ısıtılmış 190derece fırında 30dakika pişirin.....not hamur elinizden akacak şekilde sulu olması gerekiyor...afiyet olsun.

hayat su dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

merhabalar
william davis in buğday göbeği adlı kitabını okuduktan sonra buğdaysız ekmek tarifleri üretme girişiminde bulunmak istedim ve bugün ilk defa keten tohumu ile bir deneme yaptım fena olmadı..size de tavsiye ederim keten tohumu badem yumurta hindistan cevizi yağı ve çekirdek içi çok az da tuz....keten tohumu ana ürün olacak şekilde ekleyeceklerinizi siz belirleyebilirsiniz...iyi günler