Pazartesi, Haziran 19, 2006

Bulgurlu Ekmek

Biz çocuktuk, vitaminlere atfen birkaç harf vardı…
Biz büyüdük, vitaminlere alfabeler yetmemeye başladı :) ve onlara 2 kelimeli isimler konulur oldu…
Örneğin Folik asit.

Çok değil birkaç sene evel duydum ben bu vitamin türünün adını.. Daha evel bu tamlamanın “asit” kısmını bilirdim ve bu yakıcı-yıkıcı ve temasdan kaçınılması şart bir şey olarak etiketlediğim bir şeydi beynimde…

Meğer asit’in de (bize) dostu düşmanı varmış.
Mesela askorbik asit namı-ı diğer c vitaminiymiş.

Folik asite dönersek eğer o da kafamda her zaman koruyacağım bir iki sembolle özdeşleşen bir şey:
Bebek
Ve
Kalp….

ilk Bir arkadaşımın hamileliğinde tanış oldum folik asitle…Bir bebeğin beyin ve omuriliği gelişimine verebileceğiniz en büyük destek hamileyken bol bol folik asit almakmış meğer. VE ötesi, hamile kalmadan önce de bu B grubundan sayılan vitaminden almaya başlarsanız peki iyi edermişsiniz.

Biz Türkler doktorculuk oynamaya bayılırız. Nehir henüz içimde bir aylıkken bir arkadaşım bebek müjdesi ile çıkageldi…Durur muyum, hemen folik asit tableti önerdim ona. O doktora hafta sonu gidecekti (tahlillerini önceden poliklinikte yaptırmış) ve nasıl olsa “bana göre” doktor ona bu tabletleri önerecekti, aman aman bir gün bile geçirmeden bu değerli vitamine başlasındı falan filan…

Aklımdaki kalp ve folik asit bağlantısını da dünyaca ünlü kalp doktoru Mehmet Öz’e borçluyum.

“Onun Şifayı Yüreğinde ara” adlı kitabından aklımda kalan şey şu : E vitamini ve folik asit alımı kalp krizi riskini düşürür.

O gün bugündür gıdalarda bu ikilinin avına çıkmış durumdayım.
Bazen aradığınız şey dünyanın öbür ucunda değil de burnunuzun dibindedir, ama siz Simyacı gibi kalkıp ülkeler aşmışsınızdır bu bilgiye erişmek için…


Ama açın dolabınızı, folik asit orada durmakta: Bulgur, fasülye, bezelye, nohut..Ah ah, en hafifsenen yiyecekler…

Neyse ben niye bunları anlatıyorum ? Başlıktan da anlaşılacağı üzere bugünkü ekmeğim Bulgurlu ekmek…

E nohut mayalı ekmek olur da, irmikli ekmek olur da bulgurlu ekmek olmaz mı?
Olur , olur ve de ilginç olur.

Tarif:

Makine teknesine sırasıyla:

Yarım kap sıcak suda (gerekirse biraz daha ekleyin) ¼ kap bulguru haşlayın iyice yumuşasın, suyu da azalmış olsun (süzmeyin).
1 kap süt
1 kaşık tereyağı
1 kaşık şeker
1 çay kaşığı tuz
1 kap kepekli un
2 kap un
2+1/2 çay kaşığı instant maya

Temel programda, 1,5 somun, medium kabuk ayarı




Güzel bir ekmek.
Ama bulgurları iyi haşlamazsanız ekmekte dişinize batacak durumda oluyorlar ona göre Posted by Picasa

6 yorum:

Hülya YILMAZ dedi ki...

epeydir işlerim yüzünden blog gezemiyorum. yeni ekmek var mı diye bir uğrayayım dedim. hem de çok ilginç bulduğum ekmekler. bunları denemem lazım, ama ne zaman?
mutfağımda inşaat var da.. artık temmuzda inşallah.

Binnur A. Ö. dedi ki...

eyvahh
inşaat mi dediniz.
ne zor işler.
ama sonuc mukemmel olacaktır eminim :)

Tijen dedi ki...

binnur'cugum,
ben ekmek yaparken evde ekmege gidecek ne varsa koyarim, irmik, ince bulgur, göce, misir unu, yulaf ezmesi, çavdar unu... hatta bir kaç kere pirinç unu ve bugday nisastasi bile koymus olabilirim malzeme yetersizligi durumunda, emin degilim.
ellerine saglik!
tijen

Zeynep B. dedi ki...

okuduklarıyla uygulamaya geçirmeye buna derim ben. Hızına yetişemiyorum ! Daha ben bir onceki irmikliyi denemeyi planlarken sen bulgurlu çıkarttın başıma bir de !! :))

Binnur A. Ö. dedi ki...

Tijencim,
ASlında kararında konulduktan sonra her şey ekmeğe yakışıyor gibi.
GEçenlerde ben de gözümün ucu ile prinç unlu bir tarif gördüm bir yerlerde.
Onu da denemek istiyorum.
Denerken seni anacağım :)

Binnur A. Ö. dedi ki...

Robotcuğum,
şu ara evde oturduğumdan zaman kavramının ne kadar esne kbirşey oldugunu kesfettim.
HEm bir sürü zamanım var, hem de hic zamanım yok.
Zamanımın var gibi gözüktügü yerlerde vari dünyaya bir iz bırakayım diye :) ekmek pişiriyorum işte.
Bulgur ekmeği de güzel. Ama öncelikle irmikliyi dene bence :)
Afiyet olsun.