Cumartesi, Şubat 11, 2006

Hayatımın Ilk Talaş Böreğini Yaptım....

Hayatımın ilk talaş böreğini yaptım.
80’lerin sonları 90’ların başlarında yolu Ege Üniversitesi’ne düşmüş herkes gibi Talaş Böreği bana ilk gençliğimi hatırlatır.

Her Allah’ın günü Kampüs’ten çıkar İzmir’e, evlerimize ulaşmak ya da bir üniversiteli kahvehanesinde birkaç el taş (Okey) oynamak için Bornova’nın yolunu tutardık. Daracık bir sokağın ucunda “Beyaz Fırın” dururdu sanki gümrük vermeden geçmesi imkansız bir geçit gibi. Fix talep: Talaş böreği…

Yaş geldi şairleri ilgilendirecek bir dilime şimdi ve ben okurken bana hep denilen “Bugünlerin kıymetini bil, en güzel günlerin bunlar,” lafları zaman zaman kulaklarımda dolaşmakta. Eski günleri, tam anlamıyla başımızda kavak yelleri esen Üniversite yıllarını mumla arıyoruz. Her dönemin kendine ait bir güzelliği var ama, kim ler dediyse bana o günlerin kıymetini bil diye keşke kafama vura vura söyleseymiş. Nezaketten ne anlarız:))

İşte Talaş böreği de öyle böyle değil nostaljilerin sembolü olmuş bir bakmışız….

Bundan sonrasında devreye Kanada’da yaşayan adaşım giriyor (Benim adım Nehir değil sevgili okur - O kızımın adı. Ben daha orta havalı bir ada sahibim: Binnur) Geçenlerde onun bloguna bıraktığım bir yorumu alıntılıyorum :

Sevgili Adaşım,ben insanları ağaçlara benzetirim. Yer üstünde hepsi birer birer , ayrı ayrı dururlar ama toprak altında kökleri birbirlerine bir şekilde değer, sarmaş dolaş olur. İşte bu yüzdendir ki bazen aynı anlarda aynı şeyleri düşünürler, yaparlar. Çünkü aslında birbirlerinden haberdardırlar... Daha dün milföy hamuru ve dondurulmuş bezelye aldım. Bu ikisini 3-5 yılda bir satın alan birisi olduğum için(bezelyeleri kendim dondururum ama bir süredir bunu da yapmıyorum, Sevgili MutfaktaZen Tijen'in MEvsimlerle Gelen Lezzetler'inde okuduğum ve bana anlamlı gelen "her şeyi mevsiminde yiyin" tezinden sonra özellikle. Bir de nedense elim yufkaya gider de milföye gitmez.)eşim bana hayrola ne yapacaksın dedi.BEn de talaş böreği yaparım belki dedim. Oysa tarifi elimde yok, araştıracaktım...

İşte böyle: Demek yaş hakkaten kemale ermiş. Eskiden başkalarının yaptığı Talaş böreklerini yerdim. Artık kendim yapıyorum. Üstelik parmaklarımı dişlerimden kaçırarak….


Adaşımın sayfasına gider ve talaş böreği tarifine...Posted by Picasa

10 yorum:

sefika dedi ki...

merhabalar Binnur. Yine süper bir lezzet yapmışsın. Epeydir sana teşekkür etmek istiyorum ama nette o kadar az kalabiliyorum ki. İşe başladım yeniden ve kendime pek vakit ayıramıyorum doğrusu.İlgine çok teşekkür ediyor ve gecikmiş teşekkürüm için özür diliyorum :) yazdıkların ve yol göstericiliğin sayesinde artık becerebilmekten umudu kestiğim bir konuyu daha öğrenmiş oldum. Sağol:) Bir şey daha sorsam çok mu abartmış olurum :) sayfamızın üzerine resim nasıl ekleniyor? mesela senin sayfanın üzerinde ekmek resimleri var o resimler işte. Eğer seni yormayacaksa anlatabilirsen çok sevinirim.( Ben biraz bilgi arsızıyımdırda)

sefika dedi ki...

bu arada sayfanın üzerinde ekmek resimi yokmuş :)))) uuuppss özürrr ay çok güldüm kendime ve çok utandım :) sanırım sitenin adından dolayı öyle bir resim hayal ettim.

Binnur A. Ö. dedi ki...

Sevgili Sefika,
işe geri donmen ne güzel. Ben nehir'in 36 aylık olmasını bekliyorum.
Ekmek resimleri gibi gördügün sey her postun altında yer alan kayalık resimleri aslında ve template ile beraber geliyor.
Ama bir zamanlar ugrasıp kızın sayfasının tepesine nehir'in seyi defteri grafikleri koymustum. Ama html kodları içinde bir yerlere ve hatırlayamıyorum. VAkit bulunca arastırırım ama hatırladıgım su, 3-5 ayrı parca olarak grafikleri koymustu sayfa. BEnim ki zaten karısık text oldugundan cakılmamıstı.
Bir bak nnehir'in sayfasına. sonra yardım ederim... Sevgiler.

ZeYNeP dedi ki...

MMMMMMMMMMMMMM!!!
Eline saglik seninde, cok guzel gorunuyor.
Cok severim bende. ahh su kilo derdim olmasa keske :(((

Zeynep

VİLDAN dedi ki...

Sevgili Binnur,
Kucuk Nehir'le birlikte ekmek yapmak zor olsa gerek ..Ama o kadar guzel yazıyorsunuz ki, benide özendirdiniz..Simdi her pazar sabahı bizim evde mis gibi ekmek kokuyor..tesekkurler..

VİLDAN dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Binnur dedi ki...

Binnurcum
Ellerine saglik, enfes gozukuyor. Mutfagimda her turlu yemegi kendim pisirmeye basladigimda, bende senin gibi dusunmustum, galiba ben artik yaslandim, annemin, babannemin yemeklerini yapiyorum demistim. Ve bu olgunluk cok hosuma gitmisti:)

Becerikli, tatli dilli, kalemi kuvvetli, dunya tatlisi bir annesin, her sey gonlunce olsun, sevgiyle kal...

Binnur

Adsız dedi ki...

ah be güzel kardeşim, biz oradayken neden yapmadın şunu beeaaa... :))

Binnur A. Ö. dedi ki...

Sevgili Olive,
ekmek kokusu tüten ev gercek bir evdir diye tumturaklı bir laf etmek geldi icimden :)
Cok sevindim ekmekciler kervanına katılmana.
Sevgiler.
Evet NEhir varken bazen zor oluyor ekmek yapmak ama benim yaptıgım katkısız ekmekleri yemesine deger :)

Binnur A. Ö. dedi ki...

Sevgili Alpay abi :)
Bir ara misafir trafiğim o kadar yogun du ki mutfakta pişenlere ben bile şaşırdım kaldım. Bu koşusturmaca da aslında ne kadar pratik bir yemek olurdu talaş böreği. Ama ilhamı geç geldi.
NEyse canım bi dahaki sefere....
Ya da Arzu'yu tut kolundan önce bilgisayar başına (tarifi okuması için) sonra da mutfağa :)